Allah İçin Sevmek
Sevgi, insan ruhunun derinliklerine işleyen ve yaratılıştan gelen önemli bir duygudur. Hz. Peygamber’in (sas) ifadesiyle “Mümin, seven ve sevilen kimsedir. Sevmeyen ve sevilmeyen kişide hayır yoktur.” (Taberânî, el-Mu‘cemü’l-evsat, 6/58) Birbirini Allah için seven, bu sevgiyle buluşup ayrılanların, mahşer gününde Allah’ın özel konukları olarak arşın gölgesinde ağırlanacak yedi bahtiyar zümreden olacakları müjdelenmiştir. Ancak Allah’ı ve Resûlü’nü sevmek kuru bir iddiadan ibaret olmayıp onların rızası doğrultusunda yaşamayı gerekli kılar. Allah’tan ve Resûlü’nden sonra sevgiye layık olanların başında, anne ve babamız, kardeşlerimiz, hayatı paylaştığımız eşimiz ve amel defterimizi açık tutmaya namzet evlatlarımız gelmektedir. Yüce Allah, bir kudsi hadiste şöyle buyurmaktadır: “Sırf benim rızam için birbirini seven, benim rızam için toplanan, benim rızam için birbirini ziyaret eden ve benim rızam için infakta bulunanlar, benim sevgimi hak ederler.” (Muvatta, Şa‘ar, 16)
Bir Hadis: "Allah buyurdu ki, âdemoğlu zamana söver. Hâlbuki zaman(ı var eden) benim! Gece de gündüz de benim elimdedir." (Buhârî, Edeb, 101)
Bu gönderiyi Instagram'da gör Diyanet Takvimi (@takvim.diyanet)'in paylaştığı bir gönderi