Bu Da Geçer Yâ Hû

Bir Ayet: "Şüphesiz, âlemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev (mabet), Mekke’deki (Kâbe)’dir." (Âl-i İmrân, 3/96)

Bu Da Geçer Yâ Hû
Bu Da Geçer Yâ Hû Kültürümüzün temel özdeyişlerinden birisi de “Bu da geçer yâ hû!” sözüdür. Bu söz, neredeyse bütün Anadolu irfanını inşa eden bir anlayışı ortaya koymaktadır. Dünya nimetlerine karşı ölçüyü, külfetlerine karşı sabrı öğreten bir bakış sayesinde insanımız, iyi-kötü, hayır-şer, güzel-çirkin her ne yaşamışsa hepsini “Bu da geçer yâ hû!” diye karşılamayı âdet edinmiştir. İnsanımızın kendi özünden besleyerek büyüttüğü bu öğüt, yalnızca zorluk ve sıkıntı anında değil varlık ve ferahlık anlarında da aldanmamayı tavsiye eder. Yunus Emre “Ne varlığa sevinirim, ne yokluğa yerinirim” derken aslında “Bu da geçer yâ hû!” demektedir. Birbirlerine güzel söz söylemek durumunda olanların hem ferahlık hem de darlık ve sıkıntı anlarında inanan ve doygun bir kalple “Bu da geçer yâ hû!” demeleri ne büyük yârenliktir. Bir Ayet: "Bir Müslüman bir ağaç diker de onun meyvesinden bir insan yahut hayvan yerse muhakkak o yenilen şey, ağacı diken kimse için bir sadaka olur." (Buhârî, Edeb, 27) Bu gönderiyi Instagram'da gör Diyanet Takvimi (@takvim.diyanet)'in paylaştığı bir gönderi

Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow