Çöller Kadar Gaflet!
"Ve bir gün ki gaflet
Çöller kadardı."
Çöller kadar olan gafletten bahsediyor merhum Arif Nihat Asya naatında.
Değişen bir şey yok gaflet cephesinde!
Çöller kadar, dağlar-denizler kadar gaflet!
Yalnızca günümüzün değil insanlığın problemi gaflet.
İnsan odaklandığı şeye göre gafleti artıp azalıyor sanki.
Bir şeyi elde etmeye odaklanmışsa eğer, elde edinceye kadar perde iniyor gözüne; kararıyor kalbi.
Başarıysa hedefi, gözü başka bir şey görmüyor başarıncaya kadar.
Bazen iyi yaptığını zannediyor, yaptığının hiçbir faydasını görmeyceğini düşünmeden.
Bazen kendisi gibi davranmayanları suçluyor yaptıklarının hep doğru olduğuna inanarak.
Şeytanın insana yanlışlarını süslü gösterebileceğini aklına getirmeden.
"Bir türlü vazgeçmediniz bu eski kafalılıktan."
Hükümler değişmiş gibi; yeni ayetler inmiş gibi davranıyor!
Enbiya suresinin ilk ayetleri her okuduğumda dikkatimi çeker.
Kalplerin eğlencede olduğundan bahsediyor Allah (cc):
“İnsanların h
"Ve bir gün ki gaflet
Çöller kadardı."
Çöller kadar olan gafletten bahsediyor merhum Arif Nihat Asya naatında.
Değişen bir şey yok gaflet cephesinde!
Çöller kadar, dağlar-denizler kadar gaflet!
Yalnızca günümüzün değil insanlığın problemi gaflet.
İnsan odaklandığı şeye göre gafleti artıp azalıyor sanki.
Bir şeyi elde etmeye odaklanmışsa eğer, elde edinceye kadar perde iniyor gözüne; kararıyor kalbi.
Başarıysa hedefi, gözü başka bir şey görmüyor başarıncaya kadar.
Bazen iyi yaptığını zannediyor, yaptığının hiçbir faydasını görmeyceğini düşünmeden.
Bazen kendisi gibi davranmayanları suçluyor yaptıklarının hep doğru olduğuna inanarak.
Şeytanın insana yanlışlarını süslü gösterebileceğini aklına getirmeden.
"Bir türlü vazgeçmediniz bu eski kafalılıktan."
Hükümler değişmiş gibi; yeni ayetler inmiş gibi davranıyor!
Enbiya suresinin ilk ayetleri her okuduğumda dikkatimi çeker.
Kalplerin eğlencede olduğundan bahsediyor Allah (cc):
“İnsanların hesap verme vakti iyice yaklaştı; fakat onlar hâlâ bir gaflet içinde gerçeklerden inatla yüz çeviriyorlar. Rablerinden kendilerine gelen her yeni hatırlatmayı hep eğlenerek dinliyorlar. Kalpleri hep eğlencede olarak o zalimler aralarında şu gizli fısıltıyı yaptılar:
"Bu, ancak sizin gibi bir insan. Artık göz göre göre sihre mi gidip uyarsınız?" (Enbiya,1-3)
"Lahiyeten kulubuhum"
Kalp boş!
Kalp eğlencede!
Kalp oyunda!
Ve kalp gaflette.
"Şu geçeni durdursam çekip de eteğinden;
Soruversem haberin var mı öleceğinden?"
Var haberimiz!
Bazen toplu bazen tek başına geldiğini görüyoruz hemen her gün.
Etki etmiyor ama!
Çünkü kalp oyun ve oynaşta.
Ameliyat öncesi anestezi gibi!
Normal zamanda acıdan feryat edeceğimiz işlemler yapılırken hissetmiyoruz bile.
Köklü dişler çekiliyor acı duymuyoruz.
Maddi tedavide ne kadar güzel anesteziyle uyuşturmak.
Ama manevi uyuşma felaket!
Duyarsızlaştırır insanı:
Kardeşin acısına, açlığına.
Gafil insana göre ölüm başkasının ölümüdür.
Bana dokunmadıkça dert, sıkıntı önemsizdir.
Hesap yakın halbuki!
Gafil yakalanmak büyük felakettir.
Gafletten kurtulmanın yolu, kalbe emek vermektir.
Zikirle mutmain kılmak, kitapla doyurmaktır.