Diyarbakır'da geçmişin izlerini taşıyan Ulu Camii onarıldı
Diyarbakır'ın Hani ilçesinde Artuklu, Selçuklu ve Osmanlı izlerini taşıyan Ulu Camii'de 3 yıl önce başlatılan onarım çalışması tamamlandı.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü, birçok medeniyete ev sahipliği yapan Diyarbakır'da mülkiyeti ve korumasındaki tarihi yapıların geleceğe taşınması için çalışmalarını sürdürüyor.
Diyarbakır Vakıflar Bölge Müdürlüğü, 2022'de Artuklu, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinin izlerini taşıyan ve yörede şifalı olarak kabul edilen Aynkaris suyunun kanallar vasıtasıyla altından aktığı tarihi Ulu Camii'de onarım çalışması başlattı.
- Depremde hasar görmedi
Çalışmalar sürerken 6 Şubat 2023'te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde hasar görmeyen caminin, uzun vadeli güvenliğini sağlamak amacıyla uzman raporları doğrultusunda depreme yönelik güçlendirme çalışmaları da gerçekleştirildi.
Yaklaşık 3 yıl süren çalışmaların tamamlanmasıyla cami yeniden ibadete açıldı.
İlçe sakinleri yapılan onarımın ardından tarihi camide yeniden ibadet etmenin mutluluğunu yaşıyor.
Vakıflar Bölge Müdürlüğünde görevli yüksek mimar Semra Hillez Halifeoğlu, Anadolu Ajansı muhabirine, caminin kalker taş ve bağlayıcı hidrolik kireç kullanılarak kaya üzerine inşa edilen açık avlulu bir yapıya sahip olduğunu söyledi.
Kayalık üzerine yapı inşasını Mardin ve Gaziantep'te de görebildiklerini anlatan Halifeoğlu, Hani'deki Ulu Cami'nin de bu yapı şekliyle bölgedeki nadir örneklerden biri olduğunu belirtti.Halifeoğlu, şunları kaydetti:
'Yapıda üç dönemin izlerini net bir şekilde görebiliyoruz. Cami, Artuklu, Selçuklu ve son olarak Osmanlı döneminde yapılan onarım ve eklentilerle günümüze kadar ulaşmıştır. Ulu Cami kitabesi olmadığından tam olarak yapım tarihi bilinmese de yapım özelliklerine bakılarak Artuklu dönemi 12. yüzyıla tarihlendiği düşünülmektedir. Kayalık üzerine kurulu ve mihraba paralel gelişen ilk ana bölümünün Artuklu döneminde inşa edildiği değerlendiriliyor.'
- Minaresi 1656 yılında yapılmış
Yapının kuruluşu itibarıyla İslam döneminin ilk camilerine benzediğini ve camide 15. yüzyılda Selçuklu döneminin etkilerinin görüldüğünü dile getiren Halifeoğlu, Selçuklu döneminde de bazı eklemeler yapıldığını, minare ve batı kanadı girişi üzerindeki kitabede de Osmanlı dönemine ait eklentilerin olduğunu bildirdi.
Halifeoğlu, caminin minaresinin 1656 yılında Osmanlılar tarafından yapıldığını ifade ederek, caminin onarımı için 2020'de rölove, restitüsyon ve onarım proje çalışması yaptıklarını, 2022 yılının ekim ayında da onarıma başladıklarını anımsattı.
Çalışmayla, özgün dokuyla uyumsuz niteliksiz malzemeyle yapılan kırma çatı yerine yağmura dayanıklı daha özel tekniklerle üretilen basık çatı yaptıklarını bildiren Halifeoğlu, şöyle konuştu:
'Ahşap mertekleri yeniledik. Kalker taş yüzeyindeki niteliksiz çimento malzemeyi kaldırdık. Kayalık üzerinde oluşmuş biyolojik oluşumları temizledik. Kadınlar mahfilinin ahşaplarını yeniledik. Korunmaya değer ahşap ve taş malzemeleri tamamen konserve ederek korumaya aldık. Depremde herhangi bir hasar oluşmamasına rağmen önlem almak adına statik projeler ve güçlendirme çalışması yürüttük. Çalışmada cami altından geçen Aynkaris suyuna zarar vermeden zemin ve yapı güçlendirme çalışmaları yaptık.'
İlçe sakini 80 yaşındaki Yunus Karhan da camide yapılan çalışmadan dolayı Vakıflar Genel Müdürlüğüne teşekkür ederek, caminin yeniden ibadete açılmasının sevincini yaşadığını dile getirdi.
Karhan, 'Diğer camilerimiz de var ama burası bizim için başka bir yer. İnşallah bu camimiz ve camilerimiz kıyamete kadar açık kalacak.' ifadelerini kullandı.
Murat Güneş ise caminin çok güzel olduğunu anlatarak, 'Camiye hasret kalmıştık. Çocukluktan beri burada namaz kılıyorum. Bu hasretimizi giderdiği için yetkililere teşekkür ediyoruz. Çok sevinçliyiz.' dedi.
Bu içerik hakkında ne hissediyorsunuz?






