Özürlülük ve İbadetler: Gücü Nispetinde Sorumlu Olmak

Bir Ayet: "Köre, topala, hastaya güçlük yoktur. (Bunlar savaşa katılmak zorunda değillerdir.) Kim Allah’a ve peygamberine itaat ederse, Allah onu, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyar..." (Fetih, 48/17)

Özürlülük ve İbadetler: Gücü Nispetinde Sorumlu Olmak

Özürlülük ve İbadetler: Gücü Nispetinde Sorumlu Olmak

Rabbimiz, kullarına birtakım sorumluluklar yüklerken onları kaldıramayacakları yükle sorumlu tutmamıştır. Akil ve baliğ olanları mükellef tutarken, zihinsel engellileri sorumluluktan tamamen muaf tutmuştur. Allah Teâlâ; bedensel engellilik, hastalık gibi nedenlerle dinin bazı gereklerini yerine getiremeyenleri sorumlu tutmamıştır. Peygamberimiz (sas) sağlık problemleri olan kimselerin durumunu dikkate alarak yaralının gusül veya abdest alması gerektiğinde yarasının zarar görmemesi için mesh etmesinin yeterli olacağını bildirmiştir. Hastalara ima ile namaz kılmaları konusunda izin vermiş, kendisi de attan düşmesi neticesinde sağ yanını incittiğinde oturarak imamlık yapmıştır. Cemaatle namazda hasta, yaşlı ve zayıf kimselerin gözetilmesini öğütlemiştir. Dinimizde hac ibadetinin binek üzerinde veya vekâleten yapılabileceği ve Ramazan ayında tutulamayan orucun sonradan tutulabileceği hususunda da ruhsat verilmiştir. Hülasa Rabbimiz bizler için daima kolaylık dilemiş, zorluk dilememiştir.


Bir Hadis: "Ben âdemoğlunun efendisi, kabri ilk açılacak olan, ilk şefaat edecek ve şefaati ilk kabul edilecek olanım." (Ebû Dâvûd, Sünnet, 13)


Bu içerik hakkında ne hissediyorsunuz?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow