Suizan ve Hüsnüzan
Bir Ayet: "Ey iman edenler! Zannın bir çoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın..." (Hucurât, 49/12)
Suizan ve Hüsnüzan
Zan delilsiz, temelsiz bir tahminden ibarettir. Kimi zaman gerçeğe yakın bir ihtimal ise de çoğu zaman konunun aslıyla ilgisi olmayan bir önyargıdan başka bir şey değildir. Kur’an-ı Kerim’de, insanların suizana (kötü zanna) dayanarak birbirini çekiştirmesi kesin bir dille yasaklanır. Çünkü suizan, insanı hatalı davranmaya sevk eden sakınılması gereken zandır. Güzel düşünen kimsenin kalbine gelen düşünceler ise hüsnüzandır. İyiliğin emaresi olan hüsnüzan, iyimser olmak, kötü düşünceleri bertaraf etmektir. Müslüman’ın hayatında bu bakış açısı esas olmalıdır. Aksi ispatlanmadığı sürece hüsnüzandan vazgeçilmemelidir. Allah Resûlü, inananların kalplerini, zihin ve düşüncelerini yalan yanlış bilgi kırıntılarından, zanlardan arındırmalarını istemiştir. Nitekim mümin Allah’a ve insanlara hüsnüzan besleyen, ne yaptığının bilincinde olan insandır. O, şu ilahi ikazın hep farkındadır: “Bilmediğin bir şeyin ardına düşme. Doğrusu kulak, göz, kalp, bunların hepsi o şeyden sorumlu olur.” (İsrâ, 17/36)
Uluslararası Kamerî Ay Başlarını Tespit (Ru’yet-i Hilal) Konferansı İstanbul’da toplandı. (1978)
Bu içerik hakkında ne hissediyorsunuz?

