Fransız doktor Pascal Andre ve emekli Fransız vatandaşı Amina Mansouri, sürdürdükleri eyleme ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Geçen yıl nisandan bu yana Gazze'de bulunan doktorlardan biri olduğunu hatırlatan Andre, "Biz ve birçok vatandaşımız Marsilya'da 31 Mart'ta açlık grevine başladık. Vatandaşlarla buluşmak için Fransa'da 12 şehre gittik. (İsrail'in Gazze'deki saldırıları) Uluslararası yasalar çok açık ve bunlara saygı gösterilmiyor." dedi.
Andre, Gazze'de bulundukları sırada, oradaki meslektaşlarının kendilerine teşekkür ettiğini ancak geri dönmelerini rica ettiklerini, bunun nedeninin ise 10 yıllardır çektikleri acılar olduğunu söyledi.
"Meslektaşlarımla Fransa'daki, Brüksel'deki ve medyadaki siyasetin zihnini değiştirmeye çalışmak için çok zaman harcadım ancak her şey engellendi." diye konuşan Andre, sessizlik ve korkunun hakim olduğunu belirtti.
Andre, şöyle devam etti:
"İnsanlık şu anda gerçekten tehlikede. Bu yüzden Fransa'da açlık grevine 8 kişi başladık ve artık 15 kişiyiz. Şimdi Avrupa'nın diğer bölgelerinde başlıyoruz. Avrupa Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu'nun bazı çalışanları 24 Nisan'da Brüksel'de açlık grevi yapacak. Şu anda yaşananlardan gerçekten memnun değiliz. Sessizlik, Batı Şeria ve Gazze'de olanlara gerçekten boyun eğmektir. Şu anda soykırım hakkında konuşma ve insanlık için savaşma zamanı. Avrupa'nın her yerinde vatandaş hareketimize devam edeceğiz. (İsrail'in) Silahla desteklenmesi kabul edilemez ve bu bir pazarlık konusu değil."
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu için çıkarılan tutuklama emrinin Fransa ve Avrupa'da uygulanmasını da talep ettiklerini vurgulayan Andre, Avrupa topluluğu ile İsrail arasındaki işbirliğinin durdurulması gerektiğine dikkati çekti.
Andre, "Çünkü insan haklarına saygı gösterilmiyor. Uluslararası hukuka saygı gösterilmiyor. (İsrail ile işbirliği) Ancak bunu durdurmak Avrupa siyaseti için bir yükümlülük." ifadelerini kullandı.
Filistin Devletinin yeniden birleştirilmesinin de kendileri açısından çok önemli olduğuna işaret eden Andre, tüm bu taleplerinin, İsrail'deki birlikte yaşama kurallarına saygı göstermeyen aşırı sağcı hükümete baskı için olduğunu dile getirdi.
Andre, "Hiçbir Yahudi'ye karşı bir amacımız yoktur. Bu hareketin içinde antisemitizm yoktur. Bu sadece ahlakı ve vicdanıyla hareket eden bir oluşumdur. Vatandaşları susturan siyasetin cezasız kalmasına son verin. Bu artık bitti, artık gerçekten kararlıyız." şeklinde konuştu.
Uzun bir süredir açlık grevinde olmalarına rağmen Fransa'daki medyadan hiçbir destek görmediklerinin altını çizen Andre, İsviçre'de de aynı durumun yaşandığını, bunun nedeninin ise "korku" olduğunu söyledi.
Andre, açlık grevine katılanlar arasında Gazze'de yaşananlara bizzat tanık olmuş sağlık çalışanları ve diğer vatandaşların olduğunu da anlattı.
Politikacılar tarafından kabul edildiklerinde ve çözüm için gerçek adımlar atıldığında eylemi bitireceklerini söyleyen Andre, "Siyaseti değiştirmek için aç kalmak veya açlık grevi yapmamız gerekiyor. Durmayacağız ve gerçekten çok kararlıyız. 12 kilo verdim." dedi.
Gazze'deki meslektaşlarının 20-25 kilo kaybetmesine rağmen hizmet vermeye devam ettiklerini dile getiren Andre, sayılarının her gün arttığını ve bu açlık grevi eylemine katılmanın çok kolay olduğunu kaydetti.
"Hükümetlerin, 18 aydır ihlal ettikleri uluslararası insani hukuka saygı duymasını istiyorum"
Amina Mansouri ise Fransa'da 18 aydır birçok kişi gibi gösterilere ve İsrail'e boykot eylemlerine katıldığını ifade etti.
Mansouri, şunları kaydetti:
"Bunların bana yeterli gelmediği bir noktadayım. Şiddetsiz bir eylem olan bu açlık grevi, öfkemi ve Filistin halkı ile dünyadaki diğer tüm halklar için uluslararası insani hukuk ve uluslararası hukukun uygulanması talebimi daha farklı bir şekilde ifade etmemi sağlıyor. Filistin için sessiz kalmaya devam edersek, yarın herhangi bir halkın başına da bunlar gelebilir. Özellikle Fransa dahil diğer hükümetlerin, 18 aydır ihlal ettikleri uluslararası insani hukuka saygı duymasını istiyorum."