Türk Mutfağı
Tarih boyunca Türk geleneklerinde mutfak kültürü karın doyurmanın ötesinde çok çeşitli anlamları ihtiva etmiştir. Doğumlar, ölümler, düğünler, bayramlar, iftar sofraları, imece toplantıları, yağmur duaları gibi meclislerde hazırlanan yiyecek ve içecekler Türklerin sosyal yaşamında yemeğin ne denli önemli olduğunun örneklerini ortaya koymuştur. Bu meclislerde hazırlanan ikramlar hep birlikte yenir içilir, acılar ve sevinçler birlikte paylaşılır, birlikte eğlenilir, birlikte yas tutulurdu. Günümüzde vefat eden kişinin evine yemek götürmek, taziyeye gelenlerin karnını doyurmak, bebeğin ilk dişi çıktığında diş hediği (haşlanmış buğday) hazırlamak âdettendir. İftar sofralarında çevredeki yoksulları incitmeden ağırlamak, diş kirası (iftar sofrasına gelen yoksullara sunulan bahşiş veya hediye) vererek uğurlamak bu toprakların unutulmaya yüz tutan kadim gelenekleri arasındaki yerini almıştır. Türklerde yemek sosyalleşmenin, yardımlaşmanın, paylaşmanın ve diğerkâmlığın adı olmuştur.
Bir Hadis: "Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, Allah’ın ayı olan Muharrem’de (tutulan oruçtur). Farz namazdan sonra en faziletli namaz ise gece namazıdır." (Müslim, Sıyâm, 202)
Bu gönderiyi Instagram'da gör Diyanet Takvimi (@takvim.diyanet)'in paylaştığı bir gönderi