Kur’an’ın Kalbi Muhkem Ayetlerdir

Hz. Muhammed’e (sas) gelen ilk vahiy, “Oku!” emriyle başlar, hemen ardından “Kalem”den söz edilir. Okumaktan maksat ise, sadece bir metni okumak değil; insanın hem kendini hem de kainatı okuyup, bir yaratıcının olduğu sonucuna ulaşmasıdır. Dolayısıyla bu iki kelime, okumak ve yazmak bize çok şey anlatır. Kur’an, okundukça anlaşılır; anlaşıldıkça da hayatı aydınlatır. Çünkü anlaşılmayan bir sözün gönülde karşılığı yoktur. Kur’an’ın çoğu ayetleri, okuyan herkes tarafından anlaşılabilir. Bazı bölümler vardır ki sadece belli birikimi olanlar anlayabilir. Bu durum sadece Kur’an’la ilgili değil, her kitap için geçerlidir. İşte bu nedenle Yüce Allah, kullarını ortak bir anlamda buluşturmak ister. Kur’an bu hakikati şöyle ifade eder: “Sana kitabı indiren O’dur. Onun (Kur’an) bir kısım ayetleri muhkemdir, ki bunlar kitabın esasıdır, diğerleri ise müteşabihtir. Kalplerinde sapma meyli bulunanlar, fitne çıkarmak ve onu (kişisel arzularına göre) tevil etmek için ondaki müteşabihlerin peşi

Kur’an’ın Kalbi Muhkem Ayetlerdir

Hz. Muhammed’e (sas) gelen ilk vahiy, “Oku!” emriyle başlar, hemen ardından “Kalem”den söz edilir. Okumaktan maksat ise, sadece bir metni okumak değil; insanın hem kendini hem de kainatı okuyup, bir yaratıcının olduğu sonucuna ulaşmasıdır. Dolayısıyla bu iki kelime, okumak ve yazmak bize çok şey anlatır.

Kur’an, okundukça anlaşılır; anlaşıldıkça da hayatı aydınlatır. Çünkü anlaşılmayan bir sözün gönülde karşılığı yoktur. Kur’an’ın çoğu ayetleri, okuyan herkes tarafından anlaşılabilir. Bazı bölümler vardır ki sadece belli birikimi olanlar anlayabilir. Bu durum sadece Kur’an’la ilgili değil, her kitap için geçerlidir. İşte bu nedenle Yüce Allah, kullarını ortak bir anlamda buluşturmak ister.

Kur’an bu hakikati şöyle ifade eder:

“Sana kitabı indiren O’dur. Onun (Kur’an) bir kısım ayetleri muhkemdir, ki bunlar kitabın esasıdır, diğerleri ise müteşabihtir. Kalplerinde sapma meyli bulunanlar, fitne çıkarmak ve onu (kişisel arzularına göre) tevil etmek için ondaki müteşabihlerin peşine düşerler. Halbuki onun tevilini ancak Allah bilir; bir de ilimde yüksek payeye erişenler. Derler ki: Ona inandık, hepsi rabbimiz katındandır. (Bu inceliği) yalnız aklıselim sahipleri düşünüp anlar.” (Al-i İmran, 3/7)

Kur’an ayetleri muhkem ve müteşabih olarak ikiye ayrılır. Muhkem ayetler, anlamı açık, yoruma kapalı ve herkesin aynı şekilde anlayabileceği ayetlerdir. Müteşabih ayetler ise, anlamı itibariyle yoruma açık olanlardır.

Burada dikkat çeken ifade, “Ummü’l-Kitâb” yani “Kitab’ın Anası” ifadesidir. Allah, Kur’an’ın özünü muhkem ayetlere dayandırmıştır. Bu ayetler, dinin temelini oluşturur; yoruma kapalı, anlamı net ve herkesçe kabul edilen hükümlerdir.

Müslüman’ın hayatı da bu sağlam temeller üzerine kurulmalıdır.

• Allah’ın tek ilah, Hz. Muhammed’in (sas) son peygamber ve Kur’an’ın hayat rehberi olduğuna gönülden inanmalıdır.

• Namazını dosdoğru kılmalı, fakirlere zekat borcunu zamanında ödemelidir.

• Kamu malına el uzatmamalı, kul hakkından uzak durmalıdır.

• Düşmanına karşı dahi adaleti elden bırakmamalıdır.

• Bir cana kıymanın bütün insanlığı öldürmekle eşdeğer olduğunu unutmamalıdır.

• Ölçü ve tartıda hile yapanın cehennemdeki “veyl” kuyusunu boylayacağını bilmelidir.

• Yalanla imanın bir arada bulunamayacağını hatırında tutmalıdır.

• Allah’a kullukla anne-babaya iyilik yapmanın ayrılmaz olduğunu bilmelidir. Namaz kıldığı halde anne-babasını ihmal edenin ibadeti eksiktir.

• Ailesine sahip çıkmalı; çocuklarının hem dünya hem ahiret mutluluğu için ahlaklı, merhametli ve imanlı yetişmesi için çaba göstermelidir.

• Hem dünya hem de ahiret için çalışmalı ve dünyada insanın ancak çabasının karşılığını elde edeceğini beynine kazımalıdır.

İşte bu muhkem ayetleri hayatına hakim kılanlar, Kur’an’ın özünü yakalamış insanlardır. Eline, diline, beline sahip olmak şeklinde özetlenen Müslümanlık, mutluluk ve güvendir.

Ancak Kur’an’ın da belirttiği gibi, kalbinde fitne taşıyan bazı kimseler, çıkar peşinde koşarak müteşabih ayetlerin arkasına sığınır ve yorumlarla kargaşa çıkarır. Bu kişiler, Kur’an’ın özünden uzaklaşıp toplumun birliğini bozar. Günümüzde sosyal medyada din adına konuşanlardan bazıları da, aykırı şeyler söyleyerek tanınmak ve fenomen olma adına müteşabih ayetlere sığınıyor, muhkem ayetlerin önüne çıkarıyorlar. Tekfir, tefrika, nefret ve kin oluşturan, insanları dinden soğutan din üslubunun ve yaşam tarzının, Peygamber’in öğrettiği Kur’an’da yeri yoktur.

Bu nedenle din öğreticileri, Kur’an’ın Anası olan muhkem ayetleri öne çıkararak toplumu dinin özüne, barışa, adalete ve huzura yönlendirmelidirler. Çünkü Kur’an’ın temeli bu ayetlerde gizlidir.

Bu içerik hakkında ne hissediyorsunuz?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow